Öğretmen okullarının 170’inci kuruluş yıl dönümü kutlandı.
Üniversitemizde Dârülmuallimîn Mektebi adıyla 1848 yılında eğitim öğretime başlayan öğretmen okullarının 170’inci yıl dönümü dolayısıyla bir panel düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, öğretmenliğin bir meslek olarak öneminden bahsederek, “Çağın gereklerine göre bu nesilleri yetiştirecek kurumların kurulması ve eğitimcilerin yetiştirilmesi, tarihimizde çok önem verilen konulardan biri olmuştur. Yeni nesillerin niteliği de hiç kuşkusuz onu yetiştiren öğretmenlerin niteliği ile özdeş olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Türk eğitim tarihi zengin bir birikime sahiptir”
Rektör Uzun, Türk eğitim tarihinin öğretmen yetiştirme konusunda zengin bir birikime sahip olduğunu da vurgulayarak “Bu birikimin en önemli unsurlarından biri de geçmişi 16 Mart 1848’de kurulan Dârülmuallimîn’e dayanan öğretmen okullarıdır. O tarihten bugüne birçok kez öğretmen okullarının adı ve niteliği değişmiş, birçok öğretmen yetiştirme modeli uygulanmış fakat o okullarda alevlenen bu ateş asla sönmemiştir. Bugün ise Türkiye’de öğretmen yetiştirme alanında önemli ve kalıcı bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun 170. Yılını kutlamanın sevinç ve heyecanını yaşıyoruz. Öğretmenliğin ülkemizde uzun yıllar saygı duyulan bir meslek haline gelmesinde en büyük etkiye sahip olan “Öğretmen Okulları” verimli bir model ve ruh olarak karşımızda durmaktadır.” dedi.
Öğretmenlerin sağlam bir sistem içerisinde yetiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çetin Semerci ise Eğitim 1.0’dan Eğitim 5.0’a giden süreci anlatarak, daha iyi eğitim verebilmek için fakültelerinin paydaşlarıyla birlikte yaptığı çalışmaları aktardı.
Müfredatın neden yenilendiği anlatıldı
Açılış konuşmalarının ardından Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semerci’nin yönettiği panelde konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş “Müfredatlarda ve Müfredatlarla Ne Yapıyoruz?” başlıklı konuşmasında müfredatların neden yenilendiğini ve hedeflerinin ne olduğunu anlattı.
Durmuş, “Müfredatlar fazlalıkları sadeleştirme, yoğunlukları ise seyreltme suretiyle hafifletildi. Özün tam olarak kazandırılması hedeflendi. Temel değer, bilgi beceri, yeterlilik, yetkinlik, tutum ve davranışlar birbirleriyle uyumlu bir bütünlüğe kavuşturuldu. Ayrı ayrı olmaktan ziyade ahenkli bir bütünlüğe ulaşmak hedeflendi. Değerlerimize uygun olmayan unsurlar ayıklandı. Güncel bir yapı öncelendi.” diye konuştu.
Gerçekler ve idealler arasında öğretmenlik konuşuldu
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin ise “Gerçekler ve İdealler Arasında Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme” adlı konuşmasında “Sadece bir mesleğe yönelik olmayan aynı zamanda farklı mesleklere uyum sağlayacak şekilde öğretmen yetiştirme modeli geliştirmeliyiz.” dedi.
Aktekin, “Dünyadaki birçok müfredatı takip ediyoruz. Gelecekte bazı mesleklerin adını bile duymayacağız. Yeni meslekler ortaya çıkacak olması dolayısıyla günümüzün eğitimi esnek olmalıdır. Hiçbir devlette bütün öğrencilerini kamuda istihdam etme şansı yoktur. Mezunlarımız okudukları alanın dışında farklı alanlara da yönelmelidir. Bunun yanında öğrencilerimiz aldıkları derslerle yetinmeyip farklı kurslar ve seminerler alarak kendini geliştirmelidir.” ifadelerini kullandı.
Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerinin görüşlerinin yer aldığı “Öğretmen adayları ne düşünüyor?” adlı videonun da gösterildiği etkinlik, öğrencilerin sorularının panelistler tarafından cevaplandırılmasının ardından son buldu.